10 Ocak 2012 Salı

İtiraf

geriye dönüp bakıyorum da, aşık olduğumu düşündüğüm tüm o insanlara, aslında ben onları o oldukları için sevmemişim. yani tabi ki sevdim ama her zaman aslında olmadıkları bir şeyleri de ekledim aklımdan. onlar ve hayal ettiklerim diye dolaştılar bir süre çevremde; halbuki onlar sadece kendilerinden müteşekkillerdi, hayali parçalarını sadece ben görebiliyordum çünkü sadece ben hayal edebiliyordum. zaten benim hayal ettiklerimi onlar aynaya baktıklarında görmedikleri için Patti Smith'in, kitabında yazdığı gibi "benimle ilgili hayallerin benim hayallerim değildi, belki de o hayaller senin için" dediler bana. yani demediler ama demek istediler, onu demeye getirecek şekilde davrandılar. çünkü ben onlara her baktığımda daha uzağa bakıyordum, onlara eklediğim kendi parçalarımı görüyordum, böyle bir şey yapmaya hakkım var mıydı bilmiyorum ama sanıyorum ki söz konusu birilerini sevmek ve sevilmeyi istemek olunca insanın her şeye hakkı vardır. bir hayali sevmek salt gerçeği sevmekten çok daha kolay galiba. oysa ben kendime hep gerçekçi derim. gerçekçi olmam gerçekleri sevdiğim anlamına gelmiyor demek ki. gerçeğe mutlaka biraz hayal katmak, bir insana toz bulutları gibi hayaller yapıştırmak, onu hep bir buluttan taşarken görmek istemişim sonra da bulanıklık yüzünden hep uzakları merak etmişim. şimdi geriye dönüp baktım ya kendime sormadan da duramadım; acaba hiç böyle yapmasa mıydım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder